Yaratıcılık ve karar alma konularında oldukça sık başvurulan bir yöntemdir beyin fırtınası. İnsanlar, grup halinde, fikirlerini özgürce beyan ettikleri için kimsenin düşüncesinin geri planda kalmadığı bir süreçtir. Beyin fırtınası bir yöntem olarak kullanılmadan önce, grup içinden bir veya birkaç kişinin fikir beyan etmeyi tekeline aldığı, onların söylediğine diğerlerinin hiyerarşi ve yerleşik düzeni bozmaktan kaçındığı için kerhen "Evet" dediği, fikirlerin verimli bir şekilde tartışılıp sonuca ulaşmanın zor olduğu bir yapı söz konusuydu.
Eleştiri olmaksızın rahatça fikir beyan edebilmek, kalitesi ve faydasına bakmaksızın her aklınıza geleni sunmak, çok daha rahat ve serbest bir ortamda bunları konuşmak tam bir devrimdi. Ya da biz öyle sanıyorduk demek herhalde daha doğru olur. Çünkü son dönemde yapılan bazı araştırmalar farklı sonuçlara işaret ediyor. Hatta, artık tek başına çalışmanın beyin fırtınası yapmaktan çok daha verimli ve yaratıcı olduğunu bile iddia edebiliyoruz.
Yapılan bir araştırmada bu durumun temel sebepleri olarak şunlar sıralanıyor:
• Tembellik: Grup halindeki fikir üretme oturumlarında, insanların büyük kısmı, diğerlerinin nasılsa bazı fikirler üretip konunun hallocağını düşündüğü için, kendilerini hiç zahmete sokmuyorlar. Haliyle, tam bir sosyal tembellik hali ortaya çıkıyor.
• Değerlendirilme farkındalığı: Aslında, beyin fırtınasında her fikir sahibi, diğer grup üyelerinin herhangi bir şekilde fikirlerini, eleştiri ve tenkit yapmadan yorumsuz dinleyeceklerine inanarak rahatça katkı sunmak için oradadır. Fakat herkes bilir ki, kişinin sözleri daha ağzından çıktığı anda, her söylediği kafalarda ince ince analiz edilir, direkt söylenmese bile mimikler ve beden dili ile "yorumlar" fikir sahibine yansıtılır. Böyle olunca, kimse her aklına geleni söylemek istemez ve onun yerine bin defa düşünüp rezil olmayacağına inandığını söylemek ister. Maalesef bu sebeple yaratıcılık başlamadan bitmiş oluyor.
• Fikir üretiminin blokajı: Birileri konuşurken siz ne söyleceğinizi unutuyor veya konuşulana göre o an söylemenin uygun olmadığına inanarak söylemekten vazgeçiyorsunuz. Haliyle kafalarda olanlar orada kalıyor ve üretici bir süreç ortaya çıkmıyor.
Peki ne yapmak gerekiyor? Beyin fırtınasından tamamen vazgeçip farklı bir sistem mi aramalı? Aslına bakarsanız bazı değişiklikler ile aynı yöntemi kullanarak daha verimli toplantılar yapmak mümkün.
Bir yöntem olarak, elektronik ortamda ve yüzyüze gelmeden beyin fırtınası yapmak çok büyük bir atılıma da kapı açabilir. Yapılan bir araştırmada, bilgisayar ortamında kişilerin istediği anda aklına gelen tüm fikirleri yazabildiği, diğerlerinin de aynı anda bu yazılanları gördüğü bir beyin fırtınası yönteminde yukarıda bahsettiğimiz 3 temel problemin çözüldüğü görülmüş.
Bu sonuçlardan yola çıkarak, yüz yüze yapılan beyin fırtınasını bile daha verimli ve kullanışlı hale getirmek mümkün olabilir. Bir çalışmada, aşağıdaki değişiklikleri yapınca kaliteli fikirlerin ve yaratıcı bir ortamın oluştuğu gözlemlenmiş:
• Herkes beyin fırtınasına gelmeden, fikirlerini bir kağıda dökerek toplantı sırasında unutma olayının önüne geçebilir.
• Herkesin ürettiği fikirlerin sayısı, dolayısıyla ne kadar katkı yaptığı moderatörlük görevi üstlenen kişi tarafından takip edilmelidir.
• Konular daha küçük bileşenlere ayrıldıktan sonra gruba verilip buna göre fikir üretmeleri istenirse çok daha etkili sonuçlar alınabilir.
• Grubun zaman zaman birbirinden uzaklaşması da önemlidir. İnsanların sürekli bir arada olması ve saatlerce tartışma yürütmesi de bazı sürtüşmeler, gerginlikler yaratabileceği için hedeflenen sonuçlara ulaşmayı engelleyebilir. Kısa molalar etkili çalışmayı desteklemektedir.
• Herkesin kendisini zorlamasını sağlayacak sayıda fikir üretmesi sağlanmalı. Yani her bireyden, konuyu en küçük detaylarını düşünmesini sağlayacak miktarda fikir ortaya koyması istenmelidir.
Madem insanlar tek başlarına daha verimli fikir üretimi sağlayabiliyorsa, o zaman neden beyin fırtınasını geliştirip illa da kullanmak istiyoruz? Cevap, grubun kendi dinamiklerinde saklı. İnsanlar, sürecin bir parçası olduklarını hissettiklerinde grubun aldığı kararı uygulamakta daha motive hareket ediyorlar. Grup içinde tüm fikirlerin ortaya konup buradan üzerinde uzlaşılan bir sonucun ortaya çıkması çok daha kolay oluyor. Herkes kendi fikrini gruba değil bireylerine ayrı ayrı sunsa buradan ortak bir karar çıkması neredeyse imkansız. Çünkü birinin olur dediğine diğeri olmaz diyebilir ama uzlaşmayı sağlayacak grup tartışması olmayınca kesin bir sonuç alınamaz.
Bununla birlikte, tüm bu araştırmalardan çıkan sonuç, kişilerin belirli kurallar dahilinde kendi fikirlerini tek başlarına üretmeleri gerektiği ve bu fikirlerin beyin fırtınası yapılarak bir uzlaşmayla kesin bir sonuca varılmasının grubun alınan kararları benimsemesinde olmazsa olmaz olduğudur. Gruplar, fikir üretme değil, onları değerlendirme ve herkesin uzlaşacağı bir fikrin belirleneceği ortamlardır.
http://www.psikolojitestleri.com
Online psikoloji testleri ve popüler psikoloji makaleler